19 Ekim 2012 Cuma

Yoga ve Ruhsal Şifa -  Gülseren Aktaş 
Zaman kanatlanıp uçuyor sanki….Hayatımız öylesine tıkış tıkış ki;hep yapılacak işler,hep yaşamın hızına yetişme kaygısı….Zihnimiz öyle meşgul öylesine dolu ki artık ruhlarımıza dokunamaz olduk.Ruhlarımızla temasımızı kestiğimizden ya da yeterince kucaklaşamadığımızdan dolayı içimizde adını koyamadığımız bir boşluk büyüyor.
Günümüz dünyasında özellikle de kentli insanlar boşuna depresyon ilacı içmiyorlar.Depresif insanlar hatta çocuklar….Kendini unutmuş,yolunu unutmuş,varoluş nedenini unutmuş….

Çocuklara dahi sanki şeker verir gibi depresyon ilaçları içiriliyor.Mesleğim icabı çok yakından gözlemlediğim bu durum içimi acıtıyor.İnsanlar yaşamını koşuşturarak geçirirken ruhlarından uzaklaşıyor.Kentli insan  bir de doğadan da uzak,savrulup gidiyor.Acaba nereye?....
Sanki toplu bir çılgınlık hali içersinde insanoğlu ve tabii toplum.İçimize dönebilsek,başkalarının  değil kalbimizin sesini duyabilsek…Yaşamın doğal ritmini yakalayabilsek…Değişecek belki her şey.

Ancak,üstelik de bilinçli olarak verildiğine inandığım uyaranlar ki bu medya kanalıyla,tüketim toplumunun yapısı ile şekillendirilen toplum kuralları ile sağlanıyor;insanın özüne inmesi zor.

İnsanlar mutsuz,doğasından uzaklaşmış,yolunu yitirmiş gibiler.

Ama yogayı yaşamlarına soktukları vakit sanki bir şeyler değişiyor usul usul.

Önce fiziksel sonra ruhsal düzlemde,giderek artan bir ivmeyle…

Kendimizi ve sorularımızın cevaplarını keşfediyoruz.Usul usul ve sağlamca…

Ruhumuza yeniden kavuşma ve barışma sürecine giriyoruz.Usul usul  ve yumuşakça….
Bedenimizi,zihnimizi ve ruhumuzu parçalanmışlıktan kurtarıp yeniden bütünleşiyoruz.Usul usul ve yavaşça….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder