22 Ocak 2013 Salı

Koçluk, Koçluk Sistemi ve Dinleme Bilgeliği

Koçluk, Koçluk Sistemi ve Dinleme Bilgeliği -  Özden GEREN  
Hayatı anlamada yaşamı daha keyifli sürdürmede çok önemli bir farkındalıklar yaratan koçluk sistemi 1980 yıllarında ortaya çıkmış, olgunlaşma süreci başlamıştır.
Koçluk sistemi; insana, insanın iç dünyasına onun kendisi ve diğerleri ile olan ilişkisine evrensel değerlerle yaklaşan, onun beden-zihin-ruh bütünlüğü içinde, bütünün bir parçası olarak ele alan, çözümler geliştiren bir süreç programıdır. İçsel düşünce süreçlerinin, dış dünyamızı nasıl biçimlendirdiğini araştırır. İnsan varlığının doğasında bulunan bilgeliği aktivite etmeyi, ortaya çıkarmayı, hayata yansıtmayı, eyleme dönüştürmeyi hedefler.
Koçluk; Koçluk hizmeti alan kişinin hayatında denge ve doyum yaratmayı hedefleyen ve onu ileriye taşımayı amaçlamış bir süreç programıdır.
İyi bir koç olma yolunda yürüyen bir koç yada koç adayı; koçluk sistemi içindeki bilgileri kendine iyi bir şekilde geçirmeyi, içselleştirmeyi hedeflemeli ve bu yolda araştırmacı ruhunu, yanını hep aktif tutmalıdır.
Koçluk sistemi kişiyi çok geliştirici bir eğitim programı içermektedir. Bu bilgiler çok değerli olup içinde kadim bilgilerde yer almaktadır. Bunlardan bazılarını sıralamak isterim.
-Kurgusal/Akılcı/Bütünsel Düzlem
-Sağ/sol beynin işleyişi. Beyin Dalgaları(Frekansları)
-İçsel Kaynaklar
-Sınırlayan İnanışlardan Özgürleşmek
-Engelleri Kaldırmak
-Etkin Dinleme
-Kaygı/Stres Yönetimi
-Motivasyon
-Sürdürülebilirlik
-Değerler
Koçluk bilgilerinin hepsi birbirinden değerli olmakla beraber; Dinleme Bilgeliği üzerinde durmak isterim.
Dostluğun vazgeçilmez unsuru olan sohbet, sevgi ve erdem merkezli bir iletişim biçimidir. Dost bir yürekten çıkan sözler karşı yürekte güzel yankılar uyandırır. En güzel anlarımız dost meclislerinde sohbetle demlenir. 
Sohbette dostların konuşması kadar dinlemesi de önemlidir. Esasında konuşma ve dinleme yapışık kardeşler gibidir. Birbirinden ayrılmaz. İyi bir konuşmacı aynı zamanda iyi bir dinlemecidir. Sadece konuşan ve ama dinlemeyen kişinin konuşması da dinlenmez. 
Dinleme konuşma biçimine göre değişiklik arz eder. Konferans dinleme, ders dinleme, nutuk dinleme, sohbette dinleme gibi. Bizim yazı konumuz sadece sohbetlerde dinlemeye ilişkindir. 
Dinleme, sadece işitme değildir. Dinleme, kulaklara aklın ve gönlün iştirak etmesidir. Yani bütünsel dinleme yapmaktır. Dinlemek, iletilerin alınmasında etkin bir süreçtir. Dinlemek; algılamak, duyumsamak, özümlemek süreçlerini de içerir. Ve buna bütünsel dinleme denir. 
Dinlemek, sevginin artmasında, dostluğun geliştirilmesinde, yeni fikir üretilmesinde önemli rol oynar. 
Dinlemek,  hem bilgili olmayı hem de gayret ve güç sarf etmeyi gerektirir. Dinlemek bu bakımdan zordur, yorucudur, bir o kadar da kolaydır. Dinlemek büyük insanların özelliklerindendir. Bundan olsa gerek, Goethe “Konuşmak bir gereksinim, dinlemek ise bir sanattır.” demiş.

Sokrat’tan ders almak isteyen bir öğrenciden, ders ücreti olarak hatırı sayılır bir meblağ talep etmiş. Öğrenci “Ben bu kadar paraya 2-3 tane hoca tutabilirim.” deyince, Sokrat bu kez “İyi ama evladım ben bu paraya bir konuşmasını bir de dinlemesini öğreteceğim.” demiş.
Konuşma sanatı üzerine 20 kitap varsa, Dinleme sanatı üzerine 3  adet kitap var! Bu oran yurt dışında daha küçük. Konuş diye başlayan bir kutsal kitap yok. Kuran’ımız Oku diye başlar. Mesnevi “Bişnev” (Dinle) diye başlar. İki kulağımız bir ağzımız var. Bir söyle iki dinle. Dinlemek çok ince bir mekanizmadır.” 
Dinlemenin olmadığı yerde anlaşma olmaz. Dinlemenin olmadığı yerde konuşmanın anlamı kalmaz. Dinlemek;  gelişmenin, medeni olmanın, saygının, nezaketin temel taşıdır. 
Dinlemenin olmadığı yerde konuşmalar bir kör dövüşüne döner. Kişileri dinlemedikçe anlayamayız, anlamadıkça sevemeyiz. Dinlemeksizin konuşma anlaşmanın değil kavganın malzemesi haline gelir. 
Düşünürler dinlemenin önemine dikkat çekmişlerdir. Epiktetos “Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır.” Oliver Wendell Holmes “Bilginin doğal sonucu konuşmak, bilgeliğin ayrıcalığı ise dinlemektir.” David J.Schwartz “Konuşmakla hiçbir şeyi öğrenemeyiz, ama sorup dinlemekle öğrenmenin sınırı yoktur” demiş. 
Dinlemek sohbetin temel unsurudur. Dinleme yoksa sohbet de yoktur. Fiziki beraberlik ve karşılıklı konuşma ve işitme vardır. Bu kadar önemli olan dinlemenin önünde hem fiziki hem de şahsi engeller bulunabilir. Dinlemeyi zorlaştıran ya da engelleyen fiziki unsurların başında gürültü gelir. Dinlemenin ön şartı sessizliktir.  
Dinlemenin önündeki şahsi engellerin başında önyargılı olmak gelir. Eğer dinlediğimiz kişiyle ilgili önceden edinilmiş bir hükmümüz, fikrimiz varsa, söylenenleri o açıdan değerlendiririz. Dinlemekten ziyade yargılarımızı doğrulayan verileri algılarız. Bu dinlemeyi ortadan kaldıran bir durumdur. 
Çok gururlu oluşumuz, kendimizi büyük görmememiz de dinleme konusunda bizi zayıf yapar. Dinlemek alçak gönüllüğün de bir nişanesidir. Dinleyerek öğrenme sürecini devamlı kılarız. Öğrenmenin nihai bir noktası da yoktur. Kendimizi çok bilgili görmemiz, gereksiz kifayet duygusuna kapılmamız dinlemeye engeldir. Dinleyerek sıradan insanlardan bile çok önemli şeyler öğrenmemiz mümkündür. 
Eğer sohbette sürekli başkalarının sözünü kesiyorsak; bu bir yandan başkalarına değersiz kendimizi üstün gördüğümüzün diğer yandan duygularımızı ve davranışlarımızı kontrol edemeyişimizin bir işaretidir. Böyle bir davranış insan olarak saygılı ve nezaket sahibi biri olmadığımızı da ortaya koyar. İnsanlar nezdinde değerimizi aşağılara indirir. Başkalarının sözünü kesen sohbet erbabı olamaz, dost olamaz. 
Dinleme konusunda duygudaşlık çok önemlidir 
İnsanın kibirli olması, kin sahibi olması, kıskanç olması, bilgisiz olması, ikiyüzlü olması, dinleme yetisini sekteye uğratan kötü niteliklerdir. İnsanın hoş görülü olması, samimi olması, bilgi sahibi olması, kendini geliştirmeye açık olması, insanları bir değer olarak kabul etmesi, erdemli olması dinleme konusunda önemli olumlu özelliklerdir. 
Dinleme konusunda mizah yeteneğinin de büyük rolü var. Mizah yeteneği olan kişi değişik bakış açılarına sahip olduğundan dinlemeye yatkındır. Mizah duygusuyla hareket ederek, her insanın keşfedilecek farklı bir dünyası olduğunu bilir. 
Dinlemeyi bilmek bir lider özelliğidir. Dinlemeyi bilmek bir bilgeliktir. Dinlemeyi bilmek takım ruhunun esas unsurudur. Dinlemeyi bilmek insan oluşumuzun temel özelliklerindir. Eğer dinlemeyi öğrenmemişsek konuşmayı da bilmiyoruz demektir. Konuşma yoksa iletişim yoksa anlaşma, kaynaşma ve dayanışma yok demektir. Güven yok demektir. 
Toplumsal barışı, kardeşliği sağlayabilmek için önce birbirimizi dinlemeyi öğrenmemiz gerek. Bunun yolu dost meclislerinde sohbet etmeyi becerebilmemizden geçer. Dinlemek yürekten yüreğe kurulan köprünün ayağıdır. İki insan olarak yan yana oturup bir birimizi dinleyemiyorsak toplum olarak bir ahengi sağlamamız, gerçek anlamda insan olmamız mümkün değildir.
Koçluk bilgileri ışığında hayatımızda dinlemenin önemi çok açıktır.
Ve her birey daha iyi bir dinleme adına kendine şu soruların cevaplarını aramalı: 
-Daha iyi dinleyebilmem için başka neler yapabilirim?
-Bu konudaki eylem adımlarım neler olabilir?
-Bunun sürdürebilir hale gelmesi için hangi kaynaklara ihtiyacım var?
Hayatın tadına bütünsel dinleyerek bakmak güzel olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder