28 Kasım 2012 Çarşamba

Yoga ve Farkındalık Çalışmaları

Yoga ve Farkındalık Çalışmaları -  Gülseren Aktaş  
Yoga spiritüel anlamda bireysel bilinç ile evrensel bilincin birleşmesini sağlayan bir öğreti.Bu buluşmayı sağlayabilmek ise insanın  farkındalığını artırabilmesiyle mümkün ancak.

Dıştan, fiziksel bedenimizden başlamak en bilindik ve pratik yol. Asanalar  yani yoga duruşları, iç organlarımıza, salgı bezlerimize etki ederek vücudumuzun daha sağlıklı çalışmasını sağlarken aynı zamanda vücudumuzla ilgili farkındalığımızı da artırmakta.Yama ve niyamalar ise farkındalığımızı düşensel  düzlemde artırıyor. Yamalar  negatif enerjimizi atıp enerji kanallarımızı arındırmakta ve biriken enerji, fiziksel  sağlığımızı ardından spırıtüel gelişimimizi sağlamakta.Niyamalar ise olumsuz  eğilimlerimizi gidermek böylece negatif enerjimizi boşaltmak ardından duygu ve düşüncelerini denetim altına alıp zihin üzerinde hakimiyet kurma sürecimizi hazırlamakta.Yama ve niyamaları bir gün boyunca yaşantımızda nasıl uyguladığımız ve yaptığımız veya yapamadığımız her davranış ve eylemi yazıya dökmemiz bizlere eşi bulunmaz bir kaynak sağlıyor.Duygularımızın farkında olabilmek için bir kaynak,eylemlerimizin farkında olabilmek için bir kaynak…

Kendimizle yüzleşmek bazen bir tokat gibi yüzümüze iniyor;bazen de tebessüm ettiriyor bizlere ve bunu dürüstçe yapabilmek paha biçilmez bir deneyim. Ahamkarın  üstelik toplumca da çok desteklenen statü,maddi açıdan güçlü olma isteği,nefis,hırs artık adına başka ne dersek isteklerimizi,arzularımızı tartmak,onları daha doğru anlamlandırabilmek için gerçekten paha biçilmez bir deneyim.Bu deneyimlerin ışığında giderek kendimizin daha farkında olma süreci başlıyor ve eğer bu yolda samimi olarak ilerlemek istiyorsak bunun için ateşli bir çaba içinde olmamız gerekiyor.

Pranayama  yani nefes çalışmaları ise sac ayağının üçüncü halkası.Doğru nefes alarak,tüm fiziksel bedenimiz olumlu etkilenmekte,kalp,dolaşım,sinir sistemi düzene girmektedir.Enerji akışı arıtılmakta farkındalık düzeyi artmaktadır.

Velhasılı farkındalığımızı artırmak ve evrensel bilince ulaşabilmek için yoga mücevher niteliğinde bir uygulama ve bu uygulamalar ruhsal tekamülümüzün hızlanabilmesi için bizlere eşsiz  bir fırsat sunmakta….

26 Kasım 2012 Pazartesi

Hayata Uyanış -  Gözden İçöz 
Hayatınızda umutsuzluğa ve karamsarlığa kapıldığınız olmadı mı? Ağacın rengini, gökyüzünü , “ anı” kaybettiğinizi farketmediniz mi? 
Bugün artık düşüncelerinizden sıyrılmanızın  zamanı.  Gökyüzünü  sizin gibi  karamsar, umutsuz   yağmur bulutları kaplamış. Şiddetli bir yağmur yağıyor karanlığın içinde, şiddetle yağan o yağmur oldunuz. Karanlığı arttıkça , şiddetinizde arttı,  her düşen yağmur damlasında  düşüncelerinizi  boşalttınız, yağmaya devam ettikçe hafiflediniz,  aynı yağmurun havayı hafiflettiği  gibi. Yağmur gitgide azalıp durduğunda ise,  sizde rahatladığınızın farkına vardınız. Bulutların arasından sıyrılan güneşin, ruhunuza işlediğini hissettiniz. Yağmurun ardında bıraktığı toprağın, ağacın kokusunu duydunuz. Her soluk alış da havadaki pranayı içinize taa  yüreğinize çektiniz . Nefes aldıkça enerjinizin ve farkındalığınızın arttığını , Kendinizi fark ettiniz. Önünüzde duran ufacık zeytin ağacının şiddetle yağan yağmur karşısında  direndiğini  gördünüz, yavaşça silkelenişini izlediniz. Her silkelenişinde yapraklarından usulca bıraktığı su damlası oldunuz, toprağa düştünüz. Toprağı, ağacı üzerinde bulunan canlıların nefes alışlarını hissettiniz, bir bütün oldunuz, tazelendiniz.  Tekrar güneşin sıcaklığıyla buhar oldunuz  havaya karıştınız.

Bedeninizi, ruhunuzu ve zihninizi özgür kıldınız. Bir bütünün parçasında yer aldınız.

Aynı yoga da olduğu gibi  beden , zihin ve ruh bütünlüğü içinde kendinize ve çevrenizde olup bitene uyumlandınız, onun bir parçası olarak ahenk içinde yaşamanın farkına vardınız.  Farkındalığa  ulaşdığınızda, “anı”  yaşadınız.  Farkındalığınızı temel yaşam enerjisi  prana ile her solukta içinize çektiniz.
Hayata yeniden uyandınız,  tüm benliğinizle…

7 Kasım 2012 Çarşamba

Beyin Dalgaları (Frekansları) 1 - Özden GEREN


Beyin Dalgaları (Frekansları)-1 -  Özden GEREN  

Koçluk bilgilerinin hepsi birbirinden değerli olmakla beraber; Beyin Dalgaları üzerinde durmak isterim.
Şu bir geçek ki; beynin çalışma şekli tam olarak bilinmemektedir. Bilinenlerin ise, akıllara durgunluk vererek olağan üstü nitelikte işlediğidir. Beynimiz yaşamın hızına yetişmek için durmuyor sürekli çalışıyor. Hayatın döngüsüne yetişemediğindeyse karşımıza mental çöküntü olarak çıkıyor. 
Yaşadığımız dünya ve bizler; belli bir ritim içinde ve belli bir frekans da yaşamaktayız. Her şey kendi kalp atışında sürmektedir. Her şeyin frekansının olduğu evren de, beynimizde bir frekanstan diğerine koşuyor. Yaşadığımız uyku problemleri, yorgunluk, bitkinlik, stres, depresyon, nedeni açıklanamayan sinirsel birçok ağrı beyin frekanslarının sağlıklı bir şekilde yönlendirilememesinden kaynaklanmaktadır. 
Peki, beyin dalgalarımızı ayarlamamız mümkün mü? İstediğimiz anda istediğimiz frekansa geçmemiz o kadar kolay mı?
Evet, beyin dalgalarına egemen olmanız mümkün. Beyin dalgalarını bilinçli olarak istediğimiz yönde değiştirerek kendimizi istediğimiz duygu frekansına çekmek mümkün. Yapmamız gereken şey, o frekansı hissedebilmeyi, duyabilmeyi, her frekansı ayırt edebilmeyi öğrenmek. Beyin dalgalarına egemen olduğunuzda, sinirlenmeyen, aşırı heyecana kapılmayan, zihninizi sürekli yaratıcılık düzeyinde tutan biri haline gelebilirsiniz. Kaslarınızı çalıştırır gibi beyin dalgalarınızı da çalıştırarak zihninizi istediğiniz yönde hareket ettirebilirsiniz. 
Sırrı çözülemeyen beynimiz ise; dört ana dalga boyunda çalışıyor. Bunlar Alpha, Tetha, Delta ve Beta’dır. Hangi duygu ve durumda olduğunuz sizin frekansınızı tespit ediyor. Frekansınız ise, sağlığınızı, dengenizi ve mutluluğunuzu belirliyor. Beyinde ki bu dört ayrı frekans sürekli üretiliyor ama yaşadığınız duygu durumuna göre birisi daha fazlalaşıyor. İşte, beynimizin frekansları ve onu nasıl ayarlayacağımızla ilgili küçük öneriler. 
Beta Frekansı; günlük işlerimizi yaparken girdiğimiz frekans. Aktif öğrenme, uyanık olma, konsantrasyon gibi durumla da ifade edilebilir. Stres, gerginlik, endişe anlarında ise yükselerek kızgınlık, öfke gibi uç duygulara götürür insanı. Uzun süre bu frekansa maruz kalındığın da ise, davranış bozuklukları, nevrozlar, bağımlılıklar görülür insan da. En hızlı dalga boyudur beta. 
Günlük hayatımız da küçük şeylere takılıp öfkeleniyor, hırslanıyor, kıskanıyor, geriliyor, üzülüyoruz. “Şu an öyle öfkeliyim ki” “ondan nefret ediyorum” gibi sözlerle başladığınız an frekansınız baskın beta. Dış uyum ve dünyaya yönelik konsantrasyon için gerekli olan baskın beta, günlük yaşanan olumsuzluklar arttığında beter beta da olabiliyor maalesef. Baskın beta frekansın da olduğunuzu fark ettiniz ve baktınız ki beter bir duygu durumuna girdiniz. Hemen frekansınızı değiştirin. 
İşte size Aheste Alfa. Rahatlığın, sakinliğin, huzurlu kavrayışın frekansı olduğu için Aheste Alfa diyorum bu frekansa. Uykuya geçmek üzere olduğumuz ilk evre de diyebiliriz. Sakin, huzurlu olunan ama asla uyuşukluk yaşanmayan, dünyayı ve gerçekleri algılamada en kuvvetli titreşimlerin olduğu dalga boyudur. Beyin bu dalgadayken rahatlatıcı kimyasallar salgılar. Bu frekans yükseldiğinde ise, süper öğrenme dediğimiz hal meydana gelir. Bir kitaba derin bir şekilde daldığınızda beyniniz alfa dalgasındadır ve öğrenmeniz süperdir. Günlük işlerinizi yaparken yaşadığınız birçok stres karşısında gözlerinizi kapatıp derin bir nefes aldığınız da ahenkli alfadasınız. Elinizde ki iş bitince veya sıkıcı bir toplantıdan çıkıp hava aldığınızda frekansınız yine ahenkli alfa. 
Hangi durumlar da baskın beta frekansına girdiğimizi biliyoruz artık. Baskın betada dozunu artırıp duygu durumumuz beter olduğun da hemen aheste alfaya başvurmak gerekiyor. Alfa frekansına girmenin en kolay yolu, bedeni kasmak sonra gevşetmek ve bu esnada derin nefes alıp vermektir. Nefes alırken vücudu kasarak verirken gevşeterek bir ahenk içinde yapılırsa sonuç muhteşem olur. İçinizden sürekli “Rahatlıyorum, gevşiyorum, sakinim, mutluyum”  gibi cümleler söylerseniz bu dalgaya daha çabuk girersiniz. 
Ahenkli alfa dalgası direkt bilinçaltıyla çalışır. Bu frekansa girdiğinizde yaptığınız olumlamalar, imgelemeler çok önemlidir. Hipnoz anında girilen dalgadır aheste alfa. Tam uykuya dalma anında mutlaka bu frekansa girdiğimizi altını çizerek vurgulamak istiyorum. Onun için başınızı yastığa koyduğunuz anda ki düşüncelerinize dikkat edin diyorum. Hayatımızda yanlış giden bir şeyler varsa bunun en önemli sebeplerinden biri yanlış düşüncelerimizdir. Düşüncelerine yön veren, huzuru ve sakinliği yaşamanın frekansını da öğrendikten sonra daha ileriye gitmek isteyenlere Tılsımlı Tetha’yı öneriyorum. 
Tılsımlı Tetha derin bir şekilde iç dünyamızla olduğumuz andır. Aheste Alfa frekansının bir üst kademesi de diyebiliriz. Ustaca meditasyon yapanlar, ibadet yaparken dış dünyayla bağlantısını kesen ulema ve evliyalar genelde bu dalga boyuna girerler. Sanatsal yeteneklerin tavan yaptığı bu frekansta; birçok ressam, müzisyen, şair kendi iç dünyalarına dönerek muhteşem ilhamlarının göstergesi sanat eserleriyle geri dönerler. Hatta uzun süre bu frekansta kalmayı başaranların şifa yeteneklerinin de geliştiği görülmektedir. Bunun arkasından gelen frekans dalgası ise, Derin Delta’dır. 
Derin Delta, derin uyku hali, bir nevi dünyadan kopuş, bilinçsizlik hali olarak tanımlandığı için derin delta demek istiyorum. Beyin aktivitesinin en düşük olduğu frekanstır. Derin uykuda özellikle çocuklar da büyüme hormonunun salımı için, yetişkinler de ise, yenilenmek, tazelenmek için gereklidir. Yani derin delta beyni dinlendirmek için, tazelemek için şarttır. Düşsüz uyku olarak da tanımlandığından beyni dinginleştiren bir frekanstır. Uykunun en derin saatlerinde bilinçsiz bir zihinle son derece düzensiz yayar bu dalgayı beynimiz. Sağlığımız içinse çok gereklidir, beynimizin vazgeçilmezidir.  
İşte beynimizin dört ana dalga frekansı. Günlük işlerin koşturmasın da baskın betadasınız. Gerginlik, stres, endişe anında tavan yapar baskın beta. Elinize kitabınızı aldınız ve kitaba öyle bir daldınız ki; dalganız aheste alfa. Ve ağır ağır uykunuz geldi, aheste alfanın yoğunluğunu yaşıyorsunuz işte. Uykuya daldınız tılsımlı tetha, uyku derinleşti derin delta. Bu çok basit bir örnekti günlük yaşantımızdan. Aslında o kadar çok geziyoruz ki frekanslar arasın da. Beynimiz sürekli dalgalanıyor aslında. Bazen dinlediğimiz bir müzik eşliğin de tılsımlı tetha da iken, dışarıdan duyduğumuz bir çığlıkla baskın betaya dönebiliyoruz. Derin bir uyku, doğayla iç içe yaşamak, kuş sesleri, dalga sesleri dengemizi sağlıyor. İçten atılan bir kahkaha ritmimizi düzenliyor. Ritim düzenlendikçe beyin, frekans ayarlarını yapıyor, frekans ayarları yapıldıkça dış dünyadan gelenleri kaldırabilme eşiğimiz yükseliyor ve strese karşı bir nevi bağışıklık kazanıyoruz. Dünlerle ve yarınlarla değil, kendinize zaman ayırarak; frekans ayarlarınızı düzenleyip bugünün frekansıyla yaşamanızı diliyorum.
Ve siz hangi frekanstasınız?
Koçluk bilgileri ışığında hayatımızda beyin dalgalarının önemi çok açıktır. Yaşamda dengeli ve sağlıklı bir süreç içinde kalabilmek, Alfa dalgasında kalabilmekten geçiyor.
Öyle ise her birey içsel ve dışsal denge adına kendine şu soruların cevaplarını aramalı: 
-Alfa frekansında daha uzun kalabilmek için başka neler yapabilirim?
-Bu konudaki eylem adımlarım neler olabilir?
-Bunun sürdürebilir hale gelmesi için hangi kaynaklara ihtiyacım var?